İnfertilite ve Akupunktur

İnfertilite (kısırlık), en az 1 yıl herhangi bir korunma yöntemi uygulanmaksızın düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edilememesi durumudur. İnfertil çiftlerin sayısı, günümüzde stresli yaşam koşulları, doğal olmayan beslenme, obezite, sigara alışkanlığı gibi sebeplere bağlı olarak artmıştır. Bugün evlenen 6-7 çiftten birinin çocuğu olmamakta ve tıbbi yardım almak zorunda kalmaktadır.

İnfertilite nedenleri kadına ve erkeğe ait sebepler olabilmekle beraber bazen her ikisinde de önemli bir sorun bulunamadığı halde gebelik elde edilemeyebilir. Tabi öncelikle organik sebepleri ekarte etmek ve tedavisini olmak için kadın doğum ve üroloji uzmanına mutlaka başvurmalısınız. Bilimsel çalışmalar stresin infertiliteye neden olabileceğini; infertilitenin ve bu süreçte yaşananların da depresyon ve anksiyeteyi tetiklediğini göstermektedir. Bu süreçte uygulanacak akupunktur, anne adayının kaygılarını, korkularını ve stresini azaltarak daha huzurlu, rahat ve sakin bir tüp bebek süreci geçirmesine katkı sağlamaktadır.

Akupunktur, limbik sistemi düzenleyici etkisi ile anne adayının stresle başa çıkmasına, zihinsel ve bedensel olarak denge sağlamasına destek olmakta ve antidepresan etki göstermektedir. Bu süreçte çiftler birlikte tedaviye alınmalıdır çünkü stres sperm kalitesi ve hareketliliğini olumsuz etkiler. Ayrıca akupunktur, rahime giden kan akımını arttırarak rahim kasılmalarını azaltmakta ve embriyonun rahme tutunması için uygun ortam oluşturmaktadır. Uzun süredir devam eden tüp bebek süreci ve getirdiği stres altında olan anne adaylarının bağışıklığı azalmakta, kronik ağrılar(migren, sırt, boyun ağrıları)oluşmakta ve uykusuzluk, kronik yorgunluk, öfke, sinirlilik, özgüven kaybı, kendi yetersiz görme, kendini beğenmeme gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde akupunktur ve bağışıklığı artırmak için ozon terapiyle destekliyoruz.

İnfertilite ve tüp bebek tedavisi sırasında, amaca ulaşmayı engelleyen en önemli etkenlerden birisi anne adayının stresi ve döllenmiş yumurtanın rahime aktarılmasının ardından tutunarak, yerleşeceği endometrium tabakasının yeterli damarsal bütünlüğe ve kalınlığa gelmemiş olmasıdır. Tüp bebek tedavisinden önce bu sıkıntılar ozonla aşılabilmekte ve gebelik şansı artmaktadır. Çiftlerin tüp bebek tedavisinden önce ozon terapi seansları almaları tüm dokularda oksijenlenmeyi arttırır ve hücrelerin canlılığına katkı sağlar. Sperm ve yumurta kalitesi artar ve tüp bebek tedavisinde daha sağlıklı sonuçlar alınabilir. Aynı zamanda ozon, annenin ve babanın bağışıklığını arttırır, doğal dezenfektan etkisiyle mikroplara ve virüslere karşı koruma sağlar, dokuları onarır, canlılık verir ve vücuda zindelik sağlar.

Nöralterapi, vücuttaki enflamasyonun, lokal ve sistemik hastalıkların, ağrının, lokal anestezikler (prokain ve lidokain) kullanılarak, periferik ve santral vejetatif sinir sistemi yoluyla tedavi edilmesidir. Mevcut semptomları sadece kısa süreli olarak kaldırmakla kalmaz, rahatsızlığa sebep olan faktörlerin ortadan kaldırılmasıyla birlikte vücut regulasyonunda düzenleme, fonksiyonlarda düzelme ve normale dönme sağlanır. Transfer döneminden önce uygulanan nöralterapi, anne adayının kaygılarını, korkularını ve stresini azaltarak daha huzurlu, rahat ve gevşemiş halde transfer süresini geçirmesine anlamlı katkı sağlamaktadır. Ayrıca nöralterapi ile rahme giden kan akımı artmakta ve böylece rahmin kasılmasının azaltılması hedeflenmektedir. Bunun yanında bağışıklık sistemi güçlendirilerek hem anne adayı daha sağlıklı olmakta hem de embriyonun rahme tutunması için uygun ortam oluşturulmaktadır. Anne adaylarının genel sağlıklarının iyileştirilmesi amaçlanır. Özellikle birkaç kez başarısız denemeleri olan hastalarda, “bozucu alan” tedavi yaklaşımı ile bir ön hazırlık son derece faydalıdır. Access Bars ile anne ve baba olmanıza dair ön yargılarınız, korkularınız, stres ve kaygılarınızdan kurtulabilirsiniz. Nefes egzersizleri sabah akşam yapılmalıdır.